İş hayatı giderek daha karmaşık bir hal almaktadır. Kullanılan kaynaklar, araçlar ve teknoloji hızla değişmekte ve çeşitlenmektedir. Peki biz bu değişim ve gelişim ile nasıl başa çıkmalıyız?
Yapılan farklı araştırmalarda dört ayrı alanda değişim ve dönüşümün gerçekleştiğini gözlemledim.
İlki iş hayatının giderek sosyal ağ haline dönmesidir. Daha önceleri ‘ben, yöneticim ve işim’ etkin iken, şimdi diğer birimlerle, kurumlarla, sektörle, müşterilerle ve farklı projelerle var olmaktayız. Özellikle de kurduğumuz ilişkilerimizle tanınmaktayız. Sizinle olan ilişkim benim performansımı etkilemekte; bu da günümüzde sıkça konuşulan farkındalık, değişim, gelişim ve duygusal zeka gibi kavramları gündeme getirmektedir.
Bir diğeri artık yöneticiliğin tanımının değişmekte olduğudur. Ulaşılmaz, sözünün kesilmediği, istediği şekilde işlerin yapıldığı yönetici tipi yerini “hizmetkar” yöneticiye bırakmaktadır. Öyle ki yönetici ancak astları onu kabul ederse ve severse yönetici olarak sözünü geçirebilmekte ve başarılı olabilmektedir. Bu da yeni yönetici tanımlarını gündeme getirmektedir.
Üçüncüsü artık kişiler ekonomik ödüller ve terfi ile değil, farklı motivasyon araçları ile motive olmaktadırlar. Dolayısıyla yöneticilerin kişileri motive etme, geliştirme ve desteklemeleri için farklı yöntemler kullanmaları gerekmektedir.
Sonuncusu iletişim kanallarının çok etkin kullanılması gerekmektedir. Sadece dikey ve yukarıdan aşağıya iletişim değil, yatay ve aşağıdan yukarıya iletişim de önemli bir yer tutmaktadır. 360 derece değerlendirme doğru kullanılması halinde çok etkili bir araç olmaktadır.
Kuruma, kurum kültürüne, yöneticilere ve çalışanlara özgü sistemler geliştirme, kolay uygulanmasına destek olmak için yönetim danışmanlığı gerekmektedir. Dışarıdan farklı bir bakış açısı bazen kısa, bazen ise orta vadede mucizeler yaratabilmektedir.